| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | at present zf. | halihazırda | ||
|
At present, these measures are scattered throughout a number of regulations. Halihazırda bu tedbirler bir dizi yönetmeliğe dağılmış durumdadır. More Sentences |
||||
| Genel | at present zf. | halen | ||
|
At present, several oil and gas pipeline projects are being carried out and the energy network is being improved. Halen, muhtelif petrol ve gaz boru hattı projeleri uygulanmakta ve enerji şebekesi ıslah edilmektedir. More Sentences |
||||
| Genel | at present zf. | şu an | ||
|
The woman sitting across from us is his wife at present. Bizim karşımızda oturan kadın şu an onun karısı. More Sentences |
||||
| Genel | at present zf. | şu anda | ||
|
The provisions in force at present will have to be better adapted to current requirements. Şu anda yürürlükte olan hükümlerin güncel gereksinimlere daha iyi uyarlanması gerekecektir. More Sentences |
||||
| Genel | at present zf. | şimdiki halde | ||
| Genel | at present zf. | bu anda | ||
| Genel | at present zf. | şimdi | ||
| Genel | at present zf. | şu ara | ||
| Genel | at present zf. | şimdiki durumda | ||
| Genel | at present zf. | şu sıralar | ||
| Genel | at present zf. | şu aralar | ||
| Genel | at present zf. | bu aralar | ||
| Genel | at present times zf. | şimdiki zamanlarda | ||
| Phrases | ||||
| İfadeler | at present zf. | mevcut durumda | ||
